4 Mart 2008 Salı

sirf universitede degil, her alanda ozgurluk!

kac kisi okuyabildi bu yaziyi? Radikal'de pek yakisikli yazarimiz Yildirim Turker'den baska soz edene rastlamadim.

akp'nin bu konudaki samimiyetsizligi ap acik ortada. onlarin derdi ozgurluk degil elbette. bunu nereden anliyoruz, akp'li Burhan Kuzu'nun "Eşcinseller de eşitlik istiyor, verecek miyiz? Tabii ki vermeyeceğiz!" demesinden (Yildirim Turker, 18 Subat 2008).

ozgurluk konusunda samimi olmadiklari ortada. ama universitede ozgurluge, akp tarafindan yurutuluyor diye sirt mi cevirmeli, yoksa en basindan duzeltilmesi gereken bu yanlisin, bu sefer duzeltilmesine destek mi vermeli?

sevgili elektra bir onceki yazinin yorumuna yazmisti, basortulu kadinlarin haklarini savunanlarin cogunlugu erkek oldugu icin, bu ozgurluk savasciligi samimi gelmiyor. hakli. ama kendince konusan kizlar, kadinlar da var. biz yalnizca onlari duyamiyoruz, duymamiz engelleniyor.

bir grup basortulu ogrenci soyle bir bildiri yayinlamis. benim utancim ise, bu turde bir bildirinin biz 'ozgur olanlar' tarafindan gelmeyisidir. bildirinin ne kadar samimi olup olmadigi uzerine ahkam kesemeyiz, cunku bilemeyiz. ama bu, verilen mesajin degerinden eksiltmiyor. benim icin burada onemli olan, yasakci zihniyete karsi durustur.

ilk paragraf Yildirim Turker'in tanitici paragrafi, sonrasi bildirinin kendisi:

"Bu konuda, bana kalırsa son sözü söyleyenler, imzaya açılmış bir metinle karanlık görünen geleceğimize güçlü bir ışık olan bir grup başörtülü kadın oldu. Onların metnini, ola ki ulaşamadıysanız, birlikte okuyalım istiyorum. Derin bir soluklanıp yeniden başlayabilmek için

SÖZ KONUSU ÖZGÜRLÜKSE HİÇBİR ŞEY TEFERRUAT DEĞİLDİR

BİZ HENÜZ ÖZGÜR OLMADIK...

Üniversite kapısı sert bir şekilde yüzümüze kapatıldığı günden bu yana yaşadığımız acılar bize bir şey öğretti: Gerçek sorunumuz insanların hayatlarına, görünüşlerine, sözlerine, düşüncelerine müdahale edebilme hakkını kendinde gören yasakçı zihniyettir.

Başını örttüğü için ayrımcılığa uğrayan kadınlar olarak tüm samimiyetimizle açıklıyoruz ki; üniversitelere başımızı örterek girmekle mutlu olmayacağız. Ta ki:

- Kürtlerin ve ötekileştirilenlerin kendilerini bu ülkenin asli unsuru hissetmesi için gereken hukuki ve psikolojik ortam oluşturulmadan,
- Acımasızca işlenen cinayetlerin gerçek sorumlularına ulaşılmadan,
- 301 davalarını bitirecek düzenleme yapılmadan,
- Azınlık vakıflarının üzerinde pişkince oturanların rahatı bozulmadan,
- Alevilerin ibadetini kültürel aktivite, ibadet evlerini de kültür merkezi olarak görmekte ısrar etmekten vazgeçilmeden,
- Üniversitelerden sudan sebeplerle atılan arkadaşlarımız geri dönmeden,
- Yasakçı zihniyet bize ne zaman, nerelerde ve nasıl örtüneceğimizi dayatmaktan vazgeçmeden,
- Üniversitelerin bilimsel özgürlüğünün önündeki en büyük engel YÖK kaldırılmadan…
Kısacası;
12 Eylül darbe anayasasını esamesi okunmayacak şekilde ortadan kaldırıp yeni, sivil bir anayasaya yapılmadan mutlu olamayacağız.
Birimizin diğerimiz için tehlike olduğu korkusunu yayıp bizi birbirimize düşürerek bu adaletsiz düzenini devam ettiren yasakçı zihniyet tamamen ortadan kalkmadan hiç bir özgürlük tam özgürlük değildir.
Özgürlüklerin kısıtlanmasının ne demek olduğunu bilen insanlar olarak, bundan sonra da her türlü ayrımcılığın, hak ihlalinin, baskının, dayatmanın karşısında olacağız.
Unutulmamalı ki;
Gökler ve yer adaletle ayakta durur (Hz. Muhammed) "

5 yorum:

şule dedi ki...

sevgili muzi;
bu yaziyi milliyette ece temelkuran da konu etmisti gecenlerde. neden kadinalrin saclari konusunda hep erkekler konusuyor, neden asil aktorler suskun diye sorup dururken ortaya cikan bu bildiri insancil gercekten. dilerim bu konuda bayrak acanlarin hepsi ayni samimiyettelerdir...

müzi dedi ki...

sevgili sule,
ben de seninle ayni seyi diliyorum. en buyuk kaygimiz bu degil mi bugunlerde? acaba ne kadar samimiler diye sorup duruyoruz kendimize. bir yandan da dusunmekteyim ama, kadinlar susuyor, erkekler bagiriyor cagiriyor diye olay samimiyetinden kaybeder mi? bence kadinlar da bagirmali, erkeklerde. yanlis bir durum oldugunda hep birlikte bagirmali aslinda. yoksa durum, bana dokunmayan yilan bin yasasin durumuna dusmez mi? ama bu durum farklilik tasiyor evet, cunku derdimiz kadinlarin bastirilmasi, susturulmasi. o yuzden cikip kendileri adina konussunlar bagirsinlar istiyoruz, erkeklere birakmasinlar ozgurluklerinin takibini.

Dikkat! biyo var ! dedi ki...

Sevgili Müzi
Anlat rahatla demişsin:)
Anlatıyoruz ama rahatlayamıyoruz çünkü bu herifler sinsice olan planlarını şimdi biiz salak yerine koyarak ve gözümüzün içine baka baka yapıyorlar.Ahlaksızca ve arsızca.
Haya bu mu?
Memleketi satıp ,her ülke "höt"dediğinde korkumuzdan domalıp istediklerini şıp diye yapmak mı?
Lanet olsun!

Yazıyla alakalı bir link
http://henuzozgurolmadik.blogspot.com/2008/02/sz-konusu-zgrlkse-hibir-ey-teferruat.html

sevgiler
biyo

müzi dedi ki...

sevgili biyo,
bilemiyorum, belki de mustahak bize. bu ulkenin bu hale gelmesi kader mi? hic sanmiyorum. en basindan beri, akp'den beri degil, en basindan beri bir yerlerde bir hatalar olmus ki biz bu kadar gudulebilir, bu denli sindirilmis bir toplum haline getirilebilmisiz. belki de hakediyoruz basimiza gelen herseyi. ayrica cok uzun bir suredir de eskiden gururlandigimiz gibi iyiliksever, yardimsever, guleryuzlu, ya da fakir ama gururlu bir millet oldugumuzu da dusunmuyorum. dogru duzgun insan dediklerimiz cok az kaldi. istanbul'da en iyi trafige cikinca anliyorsun herkesin nasil da birbirine nefretle baktigini. birbirine boyle bakan bir milletten nasil bir guzellik beklersin ki? kabul etmek istemememize ragmen belki de layik oldugumuz durum, icinde bulundugumuz bu durumdur.

benim kizginligim sirf akp'ye degil, anlatabiliyor muyum?
ikilik yaratanlara, bir digerini surekli olarak dusman olarak gosterenlere, icimizdeki nefreti korukleyenlere, firsatcilara, universiteye asker sokanlara, ozgurlugun basi acik olmak kadar basit oldugunu dusunenlere ve bunun gerisini-otesini sorgulamayanlara, laik olalim diye bagirirken antidemokratik de olalim sorun degil diyebilenlere, antidemokratik olurken ozgur olunabildigini dusunenlere, gazetelerde bas nasil baglanmali diye salak sacma ve tum milleti kucultucu, alcaltici dersler verenlere, sorgulamayan ve dusunmeyenlere... gider bu liste boyle.
evet tahmin edersin ki olumsuz bir hava icerisindeyken yaziyorum bu mesaji. ama gercek su ki gazeteleri okuduktan sonra hep boyle hissediyorum ben.
yani bir sorun var bir yerlerde ve biz o sorunu cozemiyoruz, cozemedigimiz gibi o sorunla birlikte yasamasini da bilemiyoruz. layigimiz bu mudur? ne bileyim her seyin bir sebebi vardir, di mi?

şule dedi ki...

muzicim;
bana e-posta atarsan, sana bloga girme davetiyesi yollayabilirim. sevgiler
sonsel@gmail.com