26 Nisan 2007 Perşembe

zor olan yalin olmak...

Kendinize bile itiraf edemediginiz zevkleriniz vardir ya hani. Ne bileyim, gorunum ve kisiliginize gore belli zevklere sahip olmaniz ve olmamaniz beklenir. Hani mesela diyelim, cok avrupai, cok alafranga gorunumlusunuzdur de en damar sarkiniz bir Orhan Gencebay sarkisidir da ofsayta dusersiniz durduk yere. Mesela biz lisedeyken Turkce sarki dinlemek "kiroluk" sayilirdi. Hepimiz, herkes yabanci muzik dinlerdik, Turkce dinleyenlere de tepeden bakilirdi (oluyor boyle seyler o yaslarda).

Iste benim bugunlerde ki derdim de Yalin. Gecenlerde Beyaz Show'u seyrediyordum. 'Cumhuriyet' diye bir sarkisi var. Sozler oyle eglenceli ki. Ama asil sasirdigim, ve de anlamadigim, nasil olmus da bu cocuk gorunumlu sarkici, kafamdaki en yalin haldeki cumlelerimi bu denli guzel bir sekilde toparlayip yine bana geri vermis. Yahu sevmek istemiyorum ben bu cocugu ama pat diye oyle bir guzel basliyor ki: "Kalbimin orta yerinde bu nasil bi cumhuriyet, senin ki nasil bi hakimiyet ben anlamadim, sustum sustum sonunda dayanamadim".

Sanirim asil sevdigim yalinligi. Ben metin yazariyken, patronumla sorunum hep yalin dilimdi. Halkla iliskilerde daha suslu puslu, boyali ve bos cumleler ister insanlar. Bense sade dilden yanayimdir. "Derdin neyse soyle iste uzatmadan" derim lafi uzatanlara, bana da densin istemem, o yuzden de fazla uzatmadan, bos laflarla susleyip puslemeden yazarim. Fakultedeyken de bize ilk ogretilen, zor olanin basit yazmak olduguydu. Oyle ogretilmis, oyle yaziyorum. Zaten halkla iliskilerdir akademiye geri donmeme sebep. Oze donelim dedim. Bu boyalar sicak havada akiyor velhasil.

Yalin'in da iste bu yalin halini sevdim. Kisacik cumleler anlatmis herseyi. Bu uc cumle, geriye soylenmesi gereken hicbir sey birakmamis. Ben de simdi acaip eglenerek bagira bagira soyluyorum: "Kalbimin orta yerinde bu nasil bi cumhuriyet, senin ki nasil bi hakimiyet ben anlamadim, sustum sustum sonunda dayanamadim".

bakin sarki burada...

20 Nisan 2007 Cuma

iki gonullu...



iki gonulluyum ben artik. iki gonlum var, ikisi de ayri yerlere ait, ayri yerleri istiyor. yaklasik 9 ay once bir gonlumu alip dondum istanbul'a. diger gonlum ingiltere'de kaldi. burada bir gonlum mutlu, digeri huzunlu. oradayken de digeri mutlu, biri ise hasret cekiyordu, hep aglamakliydi.

cok ilginc, takip ettigim tum bloglarin sahipleri Turkler ve yabanci ulkelerde yasiyorlar. uzak yerlerden bu sekilde el uzatiyorlar. Turkce yazmak bile ozlem gidermeye yariyor bazen. ben blogun ismini Ingilizce koydum, o an onumde Foucault'un The Order of Things'i vardi, ben de 'my words on things' dedim. Ama parmaklarimin arasindan Turkce cikiyor ne zamandir. Turkce guzelmis, ben bunu Ingitere'de ogrendim. ben bu denli Turkce sarki dinlemeye de yurtdisinda basladim. O muzigi, o ritmi duymam gerekiyordu. her Turk sarkisinda sakli olan, en huzunlu sozlerin bile ardinda gum gum taka tak diye calan darbukayi duymam gerekiyordu. Ben ilk ve tek oryantal dersimi de yurtdisinda aldim. Allah'im nasil zevkli bir seydi, o muziklerle Ingilizler'in icinde dans etmek, bu benim kulturum diye caka satmak. Vallahi ben yurtdisinda oldum bu denli oryantal bir kiz. Ben icimdeki Turk'u yurtdisinda kesfettim.

iste kesfettigim bu Turk oradayken Istanbul da Istanbul diye zirlayip duruyordu. bilgisayarimin duvar kagidi hep Istanbul'du. gelen gecen arkadaslarim gorsun de agizlari acik kalsin diye. goren de bakakaliyordu zaten. Internetten Turkce radyo dinliyordum, anne sarkilari caldiginda ise aglamaya basliyordum. Hele Candan Ercetin'in var bir tane, o sarki benim goz pinarlarimi kuruttu goz pinarlarimi...

Ama oradayken icimden baska biri de cikti. Sigamiyor o simdi buralara. Bagimsiz, alabildigine ozgur. Oyle ki vapurda otururken uzerinde hissettigi gozleri bile kisisel alanina saldiri olarak algiliyor, sinirleniyor. Korkuyorum bir gun kavga cikaracak. Acaip tepkisel. Bu boyle olmaz, su soyle olmaz diye diye tafra kesiyor haspam! Istanbul da Istanbul diye zirlayan bu gonul, simdi Istanbul'a etmedigi lafi birakmiyor. Trafigine, kaba saba insanina, pahaliligina her gun soylenip duruyor.

ben Istanbul'u yurtdisinda sevdim. Uzaktan daha bir guzel Istanbul. Icine girince ise cok fazla... boguyor, uzerine uzerine geliyor. hani bir sarkida diyor ya, seni uzaktan sevmek, asklarin en guzeli. yok, ben eminim, o sarki Istanbul icin yazildi.

Ama ne zaman ki Emek cafede, ya da iskelede karsimda bogaz kahvemi iciyorum, yok be diyorum, hic de fena degil. Hatta yok boylesi.. :)

Herhalde bundan sonrasi artik boyle. bir yerlerde ama hep iki gonul ile...

17 Nisan 2007 Salı

Mazi kalbimde bir yaradir

alttaki basligi attiktan sonra, ona ilham olan bu tangodan soz etmemek gunah sayilirdi herhalde! Incesaz'in yorumlari genelde guzel, ama kanimca bu tangonun biraz daha dusuk tempo ile ve vurucu bir erkek sesiyle soylenmesi daha iyi olurdu... Ama bu hali bile insanin icine bir duruluk, guzellik getiriyor.

Nasil sozdur onlar oyle... "mazi kalbimde bir yaradir, bahtim saclarimdan karadir..."

Incesaz ve Mazi Kalbimde bir Yaradir. Buyurun buradan yakin.

16 Nisan 2007 Pazartesi

Hisar kalbimde bir yaradir...


Yillardir kosa kosa gittigim, Deniz Cay Bahcesi’nde karisik menemenimi ekmege bana bana denize nazir yedigim Rumelihisari, artik icimde bir yaradir. Iletisim Fakultesi’nde ilk ozel haberim icin hic dusunmeden kosmus Rumelihisari’na gitmistim. Hurriyet’te de sayfanin 4/3’unu kaplayacak sekilde yayinlanmisti (haber icin tiklayin). Haber basligimsa “Rumeli Hisari’nda hayat baskadir” idi. Gercekten oyleydi, ve hala oyle, ama benim icin degil.

5 yil oldu Rumelihisari’ni terk edeli. Biz eski Deniz Cay Bahcesi’nin mudavimleriydik. Pazar sabahlari da oradaydik, dersleri astigimiz capkin Bahar gunlerinde de. O zamanlar bu denli kalabalik degildi. Kendine ozgu bir kitlesi vardi Hisar’in. Ama ne zamanki Rumelihisari’ni otopark mafyasi ele gecirdi, ne zamanki onlar Rumelihisarimizi bizim elimizden aldi, cektik elimizi ayagimizi oradan. Otoparka verecegimiz 5 milyon bize koymazdi, ama sirf Istanbul’u ele geciren bu sonradan cikma eskiyalara bir katkimiz olmasin diye gitmiyoruz artik Rumelihisari'na. Ha tabi oradaki cay bahcelerine de tavrim, bizi o mafyaya sattiklari icin…

Eski gunleri ozluyorum, ama zaten artik Hisar da eski Hisar degil. Baska tatlar bulduk... birileri cikip oralari da cirkinlestirene kadar oralardayiz..

PS: Dun ogrendim ki sevgilim benden habersiz gitmis Rumelihisari'nda menemen yemis. Kimbilir belki de bu tetiklemistir Hisar'a karsi sitem dolu bu yazimi.

PS2: Ama hic gucenmedim sevgilime benden habersiz Hisar'a gitti diye, cunku neyseki erkek erkege yemisler menemeni. Men e men ya... :p