24 Ağustos 2011 Çarşamba

gönül gönüle değmişse..




Pek çok soğuk geceyi sıcak çay ve muhabbetle ısıttık. Ağladıkça sarıldık, sarıldıkça güldük. Sırlar paylaştık. “Şimdi hisar’da, salacak’ta, piyer loti’de olmak vardı” ile başlayan cümleler kurduk.

Vedadan önceki gece, “hatırlıyor musun” diye başlayan cümlelerle ortak olduğumuz sefil hallerimize güldük, güldük. Sonra “bir sayfayı kapatıyoruz farkında mısın” dedi, iç çektik. Önümüzdeki günlerin daha güzel olacağına dair hayaller kurarken hüzünlenmek nedendir?

Biraz önce telefonda, “hayal ettiğimiz şeylerin bir gün olacağına ben bütün kalbimle inanıyorum çakıl” dedi. “Olur tabi marul, yeter ki gönüller bir olsun” dedim.

Gönül gönüle bir kere değdi mi, mesafeler nedir ki...

2 Ağustos 2011 Salı

yollar...


meğer kişisel tarihimde(!) gelen ve geçen zaman değil, yollarmış... birbirine bağlanan, birbirinden ayrılan yollar. 

kimini kaybolmadan bulamadım. kimini hiç hesapta yokken buldum.

bir de önümde bekleyen yollar var. hangisinden gideyim henüz bilmem. 

her yolda bir ben bırakıyorum. her yolda başka bir ben buluyorum. 

yollar bazen ayırıyor, beni senden ayrıştırıyor.

yollar bazen birleşiyor, beni sana getiriyor. yoldaş olup birlikte yürüyoruz.   

birlikte yürürken, şurda biraz duralım. olmaz mı?