27 Mart 2008 Perşembe

gunun sinir bozanlari

bu gazetelerde akli basinda tek bir insan yok mu? dogan grubu artik kabak tadi verdi. milliyet, sabah'a camur atiyor, ama bence sabah onlarin yaninda umut verici kaliyor. hincal uluc da kendi gazetesine giydirmis. ama uluc'un kendi standardi ne, begenmedigi ne, sorgulamak gerek.

her gazetede ayni haber. ne de olsa dogan grubundan olmayan ancak bir kac gazete var. bu demek oluyor ki ortaligi b.k goturuyor.

gelelim bugunun sinir bozanlarina:

@ milli takimin yeni formasi olay olmus. turkuaz rengi begenilmemis. nereden cikmis bu turkuaz, turk bayraginda hic turkuaz var miymis? bu kisiler herhalde hollanda bayraginin da turuncu oldugunu saniyor.

turkuaz hem cok guzel bir renk, hem de her yerde turk rengi olarak biliniyor. boylesine guzel bir seyi sahiplenmek varken, karsi olmak niye? turk'un rengi kirmiziymis, kirmizi da kanimizin rengiymis. sanki bir ingilizin kani mor akiyor. onlar da mi turk oluyor kanlari kirmizi diye. bir de 'biz milli irademizi bugune dek renklerimizle belirledik' diyenini gordum. buna bir yorum getiremeyecegim. oylece kaldim. yahu bayragimizi degistirmedik, formamiza, bizimle anilan bir rengi koyduk. milli iradeyi nereden karistirdin simdi yavrucugum?!

turkuaz forma cok guzel olmus. buradan yetkililere sesleniyorum. Sayin yetkililer stop. yeni formayi cok begendik stop. degistirmeyin sakin stop. boyle kalsin stop.

@ ingiltere'yi ziyaret eden cicegi burnunda yeni evli cift nicolas sarkozy-carla bruni, tum dunya haber servislerinin ana sayfasinda.

carlacigim da ne tatli olmus oyle, al koynuna sakla, o kadar sirin ablasi. evet guzel bir kadin, ne diyeyim. ama benim her fotografta gulmeme sebep, sarkozy'nin karisina bakislari. hani tamam, sevdigine inandim ve pek sirin. ama ingiliz kralicesi onunde sarkozy'nin carla'ya bir bakisi ve carla'nin da bir siritisi var ki, sanki musamere gosterisini yeni tamamlamis 7-8 yaslarinda bir kiz cocugu. nicolas da kraliceye, "bakin teyzesi ne tatli bir sey degil mi, yeni aldim, kedi gibi, hic sesi cikmiyor" diyor. hayir eger baska bir sey soyluyorsa gercekten cok sasiracagim.

ben bu carla'nin ciddi bir sekilde gundem yaniltma nedeniyle kullanildigina inaniyorum. soyle ki: sarkozy'nin ingiltere ziyaretinin nedeni, iki ulke arasinda nukleer savunma konusunda isbirligi yapmak. tam da dunyanin ihtiyaci olan bir sey! neye kime lazim baris, sevgi, sen nukleere bak. iste iki ulke bu denli onemli konulari konusurken, carla guzelligi ile bizi ve medyayi oyalamakta ve iki ulke arasinda yapilan konusmalar arka plana itilmekte.

uzucu bir sey de... ciftin ingiltere'ye ayak bastigi gun, ingiliz basini, carla'nin 1993 yilinda verdigi ciplak bir pozu gazetelerine manset yapmislar, hosgeldiniz First Lady basligiyla. benim simdi bekledigim, sarkozy'nin ingiliz gazetelerine malkocoglu gibi saldirip, sevdigi kadinin namusunu kurtarmasi. patlamis misirim yanimda hazir, bekliyorum, saldir sarko!

@ memleketimize paris hilton gelmis. havaalaninda gazeteciler arasinda izdiham cikmis kizi goruntulemek icin. yahu neden o kadar birbirinizi yirttiniz kizin bir fotografini cekebilmek icin ben anlamadim. girin internete, kiz 'sanat' icin soyundugu filmlerinde en mahremine kadar kendini sergiliyor zaten. bundan sonra kim ne yapsin onun giyinik pozlarini.

bu gazeteci ordusu, boyle ne udugu belirsiz unlulerin goruntusunu bize ulastirmak icin izdiham yaratiyorlar ya, bizleri de ayaklar altina aliyorlar. simdi paris hilton saniyor ki kendisi turk halki tarafindan cok merak ediliyor ve seviliyor. tek istegim, paris hilton ulkesine donerken bu gazetecileri de alsin yaninda gotursun. evet arkadasim, biz paris hilton'un kendi ulkesinde de nasil yasadigini merak ediyoruz. oradan goruntuler ulastirmak icin siz de onunla gidin ve bir daha donmeyin.

@ bir de annesinin bogazini kesen kiz var gazetelerde. profesor kadin, kimbilir hayatinda ne zorluklar atlatti o konuma gelmek icin. kimbilir kizini karninda tasirken de, dogumhanede de ne acilar cekti, cocugunu dunyaya getirmek icin. peki ne icinmis tum bunlar, bunun icin mi? cocugun var mi derdin var derler ya, cok dogruymus. baska bir sey soyleyemiyorum.

bir de babasi hemen kizinin yanina gelmis ve uyarmis kizini hic bir sey soylememesi konusunda. tek bir seyi merak ediyorum. hadi kizina 'sakin konusma, bir sey soyleme' dedin, peki 'bunu nasil yaptin' da dedin mi?

15 yorum:

Esra dedi ki...

Aslinda hergun sinir oluyorum ben bu tur haberlere. Sonu gelmiyor ki. Biri bitiyor biri basliyor. Ben artik gazete okumayanlardanim. Yani Turk gazetesi. Sinirlerim tepeme cikiyor yanli haberleri okumaktan.

Adsız dedi ki...

"SARKOZY VE SİRKİ" İNGİLTEREDE DİYE BAŞLIK ATMIŞ İNGİLİZ BASINI. FRANSIZLAR DA HADİ KRALİÇEYE GİTTİN BARİ RAY-BANI VE ROLEXINI ÇIKAR DİYE TEMBİHTE BULUNMUŞLAR PRESEDENTLARINA. FRANSIZLARI BU SEVİYEDE GÖRMEK ÇOK HOŞ. YALAN SÖYLEYEMEM.

Adsız dedi ki...

Benzer seylere ben de cok kil olmustum dun, yazini zevkle okudum :-)

Ne zaman gazetelerden birini acsam ilk sayfada, hem de goze batira batira, ya 'unlulerin hic gormedigimiz halleri' ya da bir cinayet, tecavuz, yani felaket haberi..Bir de yaniltan haberlere cok kilim. Iki gun once bir haber vardi 'ilk hamile erkek' diye, merak ettim ama tabii hemen bavul gibi dustugumu anladim..Okuyucuyu kandirir gibi basliklar atip ta altindan fos seyler cikmasina cok kil oluyorum, ve gazetelerin cogu bu kalitede artik :-(

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Fransızlar Nicolas Sarkozy'in başkanlığından, yeni eşi Carla Bruni'nin sarayda kabul görüp görmediği sotununu tartışmaktan ne kadar memnunlar bilemiyorum.
Asıl konu, dünyanın başına örülecek çorapları gizleme operasyonlarının ne kadar başarılı olduğu, olacağı galiba.
Yoksa, Blairden sonraki finonun Sarkozy oluşu ile oyalanıp günü geçirmiş olacağız. Maalesef!

ayçobanı dedi ki...

Cok akici bir yazi olmus Müzi!! Türk basini yazili, görsel, isitsel her gün kendini biraz daha asiyor. Ama sadece Türk basini degil, buralarda da ayni oyunlar, ört baslar, camurlar, uyutma uyutturmacalar olmuyor mu, oluyor. Bir kisir döngü oldu bu, toplumlar düsünme yorumlama konusunda avrajlarini düsürdükce basinda düsürüyor, ya da basin düsürdükce bizler etkileniyoruz. Dön dur!!

* türkuazi ben de destekliyorum, daha anlamli ve daha bir "adi üstünde"
* Sarkozy'nin ziyareti, burada da her tür haberde nükleer konular haric veriliyor. Cikip yolda 20 kisiye sorsam belki haberleri yoktur, olanin da aaa evet Carla diyeceginden eminim!!
*Paris hanim Almanyaya bir reklam kampanyasi icin gelmisti gecen sene bira ara, burada da tantana kopmustu ve ben gözlerime inanamayarak hayran kitleye agzim acik bakmistim. PAris Hilton fan club diye bir sey varmis, inanabiliyor musun?? Nedir, necidir, ne ise yarar da hayran olunur?!!
*bir de bir sonraki günün gelisme haberinde "bugün makyaji daha hafifti" gibi bir cümle vardi, haberin bir yerinde. Buna ne buyrulur?? Yine de cok üzüldüm ben bir "anne" nin böylesine yitisine. Bir "beyin"in yitisi ayrica üzücü...

Dikkat! biyo var ! dedi ki...

SÜPER TESPİTLERLE DOLU HARİKA BİR YAZI OLMUŞ MÜZİ.

Seni alkışlamak ve şımarıp kulise gelmek ve alnından öpmek geldi içimden.Bide sarılıp fotoğraf çektireek kadar ileri gitmek :)))

(Şifreliye girme sorunu yaşamadın dimi.Sadece merakımdan soruyorum,bi problem varmı diye)

New York Muhtari dedi ki...

ya Muzi konu ile alakasi yok ama su Jason Mraz'in sarkisini belki sitenden 20 kere dinledim.. off sinav zamani gelmemem lazim galiba bu siteye.. insanin aklini basindan aliyor bu sarki ya....

müzi dedi ki...

sevgili esra,
aslinda en iyisini yapiyorsun. bizim gazetelerin gorevi artik bilgilendirmekten cok sinirlendirmek. ben de okumayacagim diyorum her seferinde ama merakima yenik dusuyorum.

sevgili efendiler ve koleler,
carla'nin uzerinde Dior yazili babetlerini de unutmamak gerek. bizden biri yapsa kiro diye lanse ederdik. ya da sponsor almis derdik. ama fransiz yapinca yakisiyor :)

sevgili zeynos,
canevimden vurdun beni. o yaniltici basliklar ayni sekilde beni de deli ediyor. sansasyonel olsun da, nasil olursa olsun. yanilticiymis, aldaticiymis hic onemi yok. merakimizi uyandirip bizi o habere tiklatiyorlar ya, hedeflerine varmis oluyorlar. hani bir sivil hareket baslatilsa bu konuda hic dusunmeden destegimi veririm. o derece sinir oluyorum okuyucuyu salak yerine koymalarina.

müzi dedi ki...

sevgili ekmekcikiz,
ingilizler ve fransizlar arasinda bir cekisme ve birbirini sevmeme durumu vardir ya hani, ingiliz basini acikca dusuncesini soylemis, biz carla'yi cok sevdik demis. bir de ingilizler diyormus ki, "carla'yi getirdigi surece sarkozy'i burada agirlamaktan memnuniyet duyariz" :) kimsenin umurumda degil yani kapali kapilar ardinda nelerin konusuldugu. bizim onumuze oyalanmamiz icin bir oyuncak atsinlar yeter (deyimin asli kemiktir ama hadi yumusatayim dedim).

sevgili aycobani,
basinin durumu demek almanya'da da benzer. buna sevinmeli mi uzulmeli mi bilemedim. bu arada, amerika turkiye'de paris hilton'a gosterilen ilgiden dolayi turkiyeyle dalga gecmis. haklilar da, insan bir de siz kendinize bakin demek istiyor. kendiniz saldiniz bu kizi dunyanin basina, di mi ama? :)
neyse, demek sen de turkuaz diyorsun. oley :))

sevgili biyoysam sucum ne?,
:)
gel gel bekliyorum. su imzalarimi dagitayim hemen ilgilenecegim isteklerinle :)
bu arada, sifreli yayin super gosteriyor, hic bir sorun yok. ancak ben bu decoder'in depozitini sonradan alabilecegim di mi? oyle elimde kalmasin, ne yaparim ben bu kapi kadar seyle sonra (senin yayini iyi cekebilsin diye en buyuk decoderlerden aldirdim da bizim cocuklara :) )

sevgili NY muhtari,
niye konu ile alakasi olmasin canim. gayet de alakali. cok sevindim bak, bir de boyle bir hizmet veriyorum demek. ama tabi ders calismana engel olmasina uzuldum. ben hemen degistiririm muzigi sen merak etme. kimi koysam dinlemessin? cikita muz diye bir sarki patlamisti turkiye'de gecen sene, biliyor musun? onu mu koysam acaba senin icin :)
(saka bir yana, kolay gelsin sana. eger seni rahatlatacaksa soyleyeyim, ben de ders konusunda yogun doneme girdim. yalniz degilsin yani.)

Öykücü dedi ki...

Ben de gazete okumamak istiyorum.Her seferide sinirim bozuluyor çünkü.Ama okumalıyım,bilmeliyim diyorum kendi kendime.

Herkes olanları öyle çabuk unutuyor ki ben ilerde hatırlatırım diye gün gün takip ediyorum.Mesela YÖK başkanı hakında Unakıtan'ın söylediklerini sonra yeni YÖK Başkanının maaşının ne denli arttığını burayı okuyanlara hatırlatayım.

Sadece annesini öldüren kız konusunda çok katı buldum.Baba için kızının ölen kişiden de,tüm dünyadan da çok daha değerli
olması normal bence.Bunu nasıl yaptın denecek biri olsa annesini öldürmezdi zaten.Babanın gazetelere gnderdiği açıklamayı bugün okudum ve çok etkilendim.

Çocuk 4 yaşından beri uyuma problemi çekiyormuş,anne babanın ayrılığı,babanın tekrar evlenmesi,annesinin öfkeli ve meşgul bir kadın olması vs vs..Hayatta herkes eşit şanslı olmuyor.O kızın şartlarında doğsak aynı şeyi yapacaktık belki de..

Annesinin arkasından yas tutma şansı bile yok.Zavallı...

Sevgiler..

yaban dedi ki...

Sevgili Müzi,

Ben uzun zamandır gazete okumuyorum. Övünülecek bir şey değil ama gazeteler beni mutsuz ediyor. En iyi gazete okuru olduğum dönem lise sona denk gelir. Ama senin bu yazını okuyunca içimden dedim ki, "keşke gazete haberlerini bana hep müzi okusa.." O kadar güzel olmuş ve fotoğraf altı yazısı da öylesine güzel bir tespit, bayıldım.. (ve eşim de bayıldı :)

Arzu Çur dedi ki...

Sen beni güldürdün, Allah da seni güldürsün.

Hani Sarko, eşi ve kraliçe arasındaki diyalog olsa olsa bu kadar güzel anlatılırdı o fotodan, ellerine sağlık:)

müzi dedi ki...

sevgili oykucu,
ben de okudum bahsettigin yaziyi, babasinin gazetelere yolladigi mektubu. dogrusunu soylemek gerekirse pek bir sey hissetmedim. ben yine de gidene acidim. burada olup da hakkinda soylenenlere cevap veremedigi icin. baba dogru mu yoksa yalan mi soyluyor bilmiyorum. genel hissim bu iste. yazdiklari dogru mu degil mi bilmiyorum. o yuzden de yazdigi mektuba ne inandim ne de inanmadim. ne olursa olsun kizinin yaninda olacagini ve olmasi gerektigini anlayabiliyorum. olmasi gereken de budur zaten di mi? hadi diyelim olen kotu bir anneydi gercekten. ama yine de kiza aciyamiyorum annesi cok kotuymus ve kotu bir cocukluk gecirmesine neden olmus diye. farkindayim kiza karsi gaddarim, ama boyle olmak istiyorum. cunku yaptiklarindan sonra onun yuzunde bir gram uzuntu gormemek, onun icin uzulmemi engelliyor. makyajiyla degil derdim. yuzunde pismanlik ya da uzuntu gormemek benim sinirimi bozan. diyorsun ya, yas tutma sansi bile yok. ben tutmak istediginden de supheliyim, o yuzden boyle sertim.
sevgiler

sevgili yaban,
turkiye'de radyo programlari olurdu hatirliyor musun, gazeteleri okurlardi sabahin erken saatlerinde. insanlar ise giderken dinlerlerdi. sen bunu yazinca aklima bu programlar geldi. yapsam ya ben de boyle bir is. gelse ya bana da bir yerlerden bir teklif. kesfedilsem ya artik, yas geciyor yahu..
kari-koca yaziyi birlikte okuyup eglenmenize de ayrica sevindim bu arada :)

sevgili arzu cur,
hosgeldin.
amin :) guldurdugume sevindim. carlacigima da buradan bir tesekkur etmek gerek tabi, bize bu firsati tanidigi icin :)

şule dedi ki...

müzicim sadece gazeteler degil, tv kanallarindaki haberler de benzer aynılıkta ne yazik ki :(

müzi dedi ki...

sevgili sule,
cok haklisin. bir de turkiye'de ana haber bultenlerinin suresi ne kadar uzun oyle. haber bulteni olmaktan cikmis, basli basina televizyon programi olmuslar, arada da reklamlar, elbette.