29 Ocak 2012 Pazar

"rüzgar, dolaş onun etrafında dön gel bana...."

sevdiğim insanların kötü bir şey yapmalarından korkar gibi, sevdiğim şarkıcıların kötü işler yapmasından da korkarım. çünkü yollar bi ayrıldı mı birleşmesi zordur...

işte öyle dinledim albümü, dinlerken şarkı sözlerini okudum. bazılarını tekrar okudum. şiir okur gibi.

"rüzgar okşa onun saçlarını benim yerime fısılda kulağına sevdiğimi
rüzgar dolaş onun etrafında dön gel bana getir bıraktığım nefesi.
tut kollarımdan kırık dallarımdan al sürükle götür beni yarına..."



göksel'i sevmenin bir hikayesi var aslında. onunla bir kader ortaklığımız olduğunu düşünürüm. hayatımızda benzer şeyleri eşzamanlı yaşamış olduğumuzu medyadan bilirim. o yüzden hislerimin tercümanı olma görevini üstlenir benim için. onu dinlerken, "evet arkadaşım çok haklısın bu dediğinde, aynen öyleyim işte" derim. onun da "merak etme canım, ben anlattım derdimizi" dediğini duyarım.

"yine böyle bir akşamdı
sen gülüyordun ya gözlerimin içine
fesleğenler boy vermişti
gökten parlak bir yıldız düştü peşime"

4 yorum:

Ebru dedi ki...

- 18 sanırım şuan hava ve elimde sadece elimde sıcaklık bardakla ısınıyor gibiyim de içime de sen iyi geldin.

müzi dedi ki...

bazen düşünürüm ebrum, şu sıcak çay da olmasa nice olurdu halim. bugünlerde her şey havada, bi onu dinliyorum bi bunu, bi oraya koyuyorum bi buraya, bi onu okuyorum bi bunu. böyle ne yöne döneceğini bilemediğin zamanlarda en güzeli, durmak.. elinde sıcak bir bardakla durmak camdan bakmak. belirsizlik geçene kadar, içinden hareket etmek gelinceye kadar..

Ebru dedi ki...

Kesinlikle. Hatta belki içmeden bardaktakini taa ki soğuduğunu fark edene kadar durmak.

Kırmızı Saçlı kadını konuşarak tanışmıştık seninle çok eskiden:) Bugün ondan söz ettim ve aklıma geldin bir an. Ondan söz etsene demiştin:)

müzi dedi ki...

hatırlıyorum kızıl saçlı kadından ilk bahsedişini, anlat dediğimi de. okudum yazını. şimdi o türküyü dinlerken yazıyorum ben de bunu, anlat sen daha..