20 Nisan 2009 Pazartesi

fırtınadır geçer...

deniz bazen süt liman, bazen dalgalı. hava bazen güneşli, bazen fırtınalı.

kaptanın iyisi fırtınalı havada belli olur diyorlar. öyle. insanın asıl sınavı fırtınada, hatta suyun altında kaldığında başlıyor.

insanın asıl sınavı bu; kendini yıkarı çıkarmak için bir diğerinin batmasına neden olmak ya da olmamak.

bazen hemen çıkılmıyor su yüzeyine. çırpınmak, mücadele etmenin yerine geçmiyor. asıl mücadele, o fırtınada iyiye, güzele olan inancını kaybetmemek. asıl zor olan, inancını kaybetmeden beklemek. suyun kaldırma kuvvetine inanıp, beklemek.

beklemek boşa zaman harcamak değil. yeniden su yüzeyine çıkacağın anı beklerken etrafında ne olduğuna bakar, diğerlerinin suyun dibinde nasıl göründüğünü izler, gerçek renklerini görürsün. batmak bazen iyidir. hem sen yüzeye çıktığında dalga kıyıdaki pislikleri de alıp götürmüş olur.

fırtına gelir, bildiğini sandığın her şeyi alır gider. değişmez dediğin değişir. bir varmış bir yokmuş misali, bir sabah uyanır ve dün inandığın şeylerin bugün yanında olmadığını görürsün. neye yarar dersin. kumdan kaleler misali, tek bir dalgada yıkılıyorsa, ne gerek var emek vermeye, zaman harcamaya dersin.

dersin... ama sonra bahar gelir, şöyle bir etrafına bakar ve görürsün ki hayatta değişmeyen şeyler de var. bak mesela eriğin ve şeftalinin dalları... bu sene de yine kış sonunda çiçek açtılar. bak, bazı şeyler hiç değişmiyor. sen de bekle, çiçeklerin açmasını bekle.

fırtınadır, gelir geçer. fırtınada taşlar da oynar yerinden. ama hep yeni yerler bulurlar kendilerine. merak etme, hiç biri havada yersiz yurtsuz kalmaz. sen de unutma, gün gelir fırtına çıkabilir, suyun altında da kalabilirsin. ama sen hep suyun kaldırma kuvvetine inan. seni suyun altında bırakan dalganın, suyun yüzeyindeki pislikleri de alıp götüreceğine inan.

ve inanırsa insan kork ondan.

5 yorum:

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Tamamen öyle işte!
Hayatta değişmeyen hiçbir şey yoktur da, bazı şeyler tekrar eder.
Bu garip dilemnaya yaşamak diyoruz işte.
:))

Yesim dedi ki...

Gonlumde kucuk bir pencere actin Muzi'cim ve iceriye temiz, cicek kokulu bir hava girdi.
Tesekkur ederim.

elektra dedi ki...

:) bazen de fırtınanın kendisi için fırtınayı severim ben:) getireceklerini hiç umursamadan fırtınanın yarattığı o karışıklığı severim...

şule dedi ki...

müzi, keşke bu yazını bir-iki gün önce yazsaydın da uzun uzun konuşsaydık yıldız'da bu konuda. çok etkileyici yazmışsın çünkü ve sanki çok şey var anlatılabilecek, konuşulabilecek bu yaıznın her bir cümlesi için.
son paragrafın ozellikle bana elif şafak'ın aşk'ta yazdıklarını çağrıştırdı. diyor ki: "Hakk'ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. "düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme. nerden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?"...

oyle iste...bazen fırtına iyidir. iyidir herşeyin alt ust olmasi...hem gercekten belki de alti ustunden iyidir suregiden duzenin :)

Dar alanda uzun ama epey uzun paslaşmalar dedi ki...

Güzel yazmışsın hoş yazmışsında, inanmak ne demektir yazmamışsın. İnanmak, belkide insanı insan yapan değer. Diğer canlılardan ayıran tek şey inanmak. Olmaması nasıl bir kaos.

Hürmetlerimin derinden kabulü isteğiyle hanımefendi...