"å gå på slang", norvecce'de, bahcelerden meyve asirma anlamina geliyor. bizim dilimizde ki karsiligi ile meyve agaclarina dalmak.
"skal vi gå på slang?" ise, meyve asirmaya gidelim mi demek.
gecen gun markette cocuklardan biri, bir digerine, "skal vi gå på slang?" diye soruyordu. o gunden beri dusunuyorum, bahcelerden meyve asirmanin bir yasi var midir acaba. simdi biz de cocuklar gibi meyve agaclarina dalsak, bu yasta, bu vaziyette, ayip olur mu? olmasa keske.
dut sevmem. ama sirf dalindan yemek olsun diye, o cocuk arsizligiyla, okul yolundaki dut agacina tirmanip patlayana kadar dut yemisligim vardir. "dut agaci boyunca, dut yemedim doyunca" der turku. oyle de bir ic burkar ki soylerken, insan kucaklar dolusu dut goturmek ister soyleyene, doyunca yiyebilsin ister.
sansli cocuklarmisiz biz. buyuk sehirde yasayip yine de bahcelerden erik, incir, dut asirabilen, agactan doyunca meyve yiyebilen cocuklar. sonra deniz kenarina inip elini yuzunu denizde yikayan cocuklar.
peki gazetelerde okudugum, birbirinin canini acitmayi gectim, anne-babalarini dograyan bu cocuklar kimin cocuklari? onlar da dut agacina dalmis midir, onlar da arkadaslarini suc ustu yakalayip "erige dalan var" diye cigirtkanlik yapmis midir? bir turku dinlerken, cocuklugunun o dut agacina gitmis midir hic?
o turkuyu ve nicelerini bilebilseydi, meyve agaclarina dalabildigi bir cocukluk gecirseydi boyle olmazdi gibi geciyor icimden. boyle olmazdik. boyle kizgin, boyle acimasiz olmazdik, o cocuk safligimizi icimizde saklayabilseydik.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
8 yorum:
Ne guzel bir turkudur gercekten, bugun ben yazini okuduktan sonra sayfanda kalip daldim gittim, gecen gunku sectigin sarkiyi da Simo dur cevirme diye dinledi.
Ben pek agaclardan meyve calmadim. bir ceviz agacimiz vardi ona da yetisemeden yan apartmanin cocuklari bitirilerdi. Ama kizgin degilim ne o cocuklara ne de baskasina. Bu ofkelerin sebepleri baska herhalde akil sagligi olmayan cocuklarimiza uzanan eller olmali.
ben son burgazada turumda agaclardan erik toplayip yedim biliyor musun :) nasil guzel bir zevktir...ve bu turku...offf muzicim ya, ne iyi yapmissin bunu yuklemekle...
skal vi gå på slang?
valla yaş önemli değil.
dut da olur, erik, incir. hiç olmadı bağlara dalarız. lekesi çıkmasın üzümün.
türkü de geldi, göğsüme oturdu. şimdi yalnız değilim en azından.
Son paragrafına aynen katılıyorum, Müzicim.
Çocuk saflığı içlerde saklı durabilseydi ve belki de taa en başından çocuk olabilselerdi.
Çok fena.:((
fulya,
bizim elma agacina dalar cocuklar. bahce demirleri uzerinden bellerine kadar sarkmis bir sekilde. annem korkar demirler bir yerlerine batacak diye, 'bahceye girin de oyle alin' der cocuklara. dalinda meyvenin oyle cezbedici bir yani var ki, hele bir de cocuksan. cocuklugunu unutmus olanlar kizarlar cocuklarin bu arsizligina. 'cocuk iste' diyebilmek kimisi icin cok zor.
sule,
ben yukarida sirf cocuk mu dedim? bagisla... meyveyi dalindan koparip yemek pek cogumuz icin hala buyuk bir zevk, katiliyorum :)
eternalsunshine,
hadi gidelim!
uzum baglarina dalip sarhos da olalim.
ekmekcikiz,
bir ezginin gunlugu sarkisinda der ya,
"biz hayatı ne zaman sevdik en son ne zaman,
çocuktuk, sevdalandık hocam, o zaman".
buyumek ugruna o en guzel yillarin ve duygularin ustu kalin bir ortuyle ortuluyor ya, cok uzucu.
Gercekten nedir bu, bu aralar annelerini dograyip kesen cocuklar, cocuklarina iskence yapan babalar? Ne korkunc.
Ben hala severim olmamis meyveleri koparip yemeyi dalindan. Bizim (cocuklugumda yasadigim) binanin bahcesindeki meyve agaclari asilanmadigindan, zavalli agaclar, her sene meyve ile dolar ama bir turlu tam buyutemezlerdi o meyveleri; o yuzden cocuklugumdan aliskanlik severim olmamis meyveyi.
Simdiki evimizin bahcesinde iki elma agaci var, biraz daha buyusunler beklerim, gelin tadina bakin siz de.
calanon,
ne guzel elmali tart yapilir bahceden toplanmis elmalarla. gelelim, sen bize elmali tart yap, bahcedeki agacin altina serilip tartlarimizi yiyip guzelleselim :)
selam ben senay, gercekten super bir blog, eger facebook veya twitter varsa eklemek isterim...
Yorum Gönder