28 Haziran 2012 Perşembe

"yangın var"

bu bir aşk filmi değil. ama ben hiç bir aşk filminden böyle etkilenmedim.

gurbet ellerde karadeniz tellerim titredi. 



videoda çalan türkü gürcüce. gelin getirilirken söyleniyor. insanın içine işleyen sözleri ise şöyle:

dokuz dağı yayan yürüdüm seni bulmak için
testimdeki suyu damla damla çoğalttım
gece ayışığında dolunayın masallarını anlattım sana
sabah günün şarkısını söylerim uzun şiirlerle

gelino gelino usul usul gel
gelino gelino yüksektir kapının eşiği
gelino kayınvaliden annendir
gelino kayınpederin babandır bu evde

bize toprak yeter üzerinde yatmak için
gökyüzünü üstümüze yorgan gibi örteriz
rüzgar bize yavaş yavaş ninni söyler
yıldızlar mumlar gibi aydınlatır teşekkür edercesine
 gelino gelino usul usul gel......

13 Haziran 2012 Çarşamba

bir yara kabuğundan ayrılır gibi...

bazı hatıraları, gittiğim her yere götürdüğüm küçük teneke bir kutuda saklıyorum. bazen kutuyu uzun süre açmadığım olsa da, hep yanımda taşıyorum.

ve zaman içinde bazen, hep yanımda olmasını istediğim o hatıralardan biriyle gönül bağımın koptuğunu hissediyorum. o zaman teneke kutumdan çıkarıyorum o anıya ait eşyayı.

o kopma nasıl ve ne kadar süre içinde oluyor bilmiyorum; bir yara kabuğundan ayrılır gibi gönlümden düşüyor bir anı.

blogum için de şu günlerde benzer şeyler hissediyorum.

nasıl ki bağını kopardığını yanında taşımak yük oluyor, bu blogun taşıdığı her şey de sanki bir yük veriyor artık bana.

taşınmaya meylediyorum... ama bloga kıyamıyorum.

o yüzden, bir süre ayrı kalalım dedim bloga. özlersek kavuşuruz.