17 Şubat 2011 Perşembe

"I Want You"




Bir arkadaşım, daha iki hafta evvel, 3 yıllık sevgilisiyle evlilikten konuşuyordu, erkeğin isteği üzerine. Bu hafta ise ayrıldılar, yine erkeğin isteği üzerine. Kız şu an paramparça. Ciddi bir hastalıktan yeni çıktı, kontrolleri hala devam ediyor, ama şimdi yaşamak için motivasyonum kalmadı diyor. Elbette geçecek bu haller ve o hayatına devam edecek. Ama çok zor, birinin diğerinin hayatını bu kadar kolay değiştirebilme gücüne sahip olması ve en hazırlıksız anında karnına yediği bu yumruk ile ayakta durmak çok zor.

...

Bu şarkıdaki aşkın sevgi ve nefret dolu hali bana çok gerçekçi geliyor. Hele Elvis Costello'nunkinden ziyade Fiona Apple'ın yorumu, gerçekliği daha da artırıyor.

Fiona aşık bir kadın olarak başlıyor söylemeye. Başladıktan bir dakika sonra ise bir çizik atılıyor şarkıya... ve kadının kafasına. Buradan itibaren kalbi kırık bir kadının kızgın ve tehlikeli halini çok güzel sahneliyor. Her satırda aşk ve kızgınlıkla sarf edilen sözler, ve her satır ardından tekrarlanan i want you dizesi, severken onu öldürebilecek kadar kızgın olabilmeyi daha iyi anlatamazdı. Ve Fiona bunu öyle güzel sahneliyor ki, sanki söylerken her kadının intikamını alıyor.

Bir dönem çok severdim bu şarkıyı. Şimdilerde ise benim için fazla depresif. Huzuruma dokunuyor. Bir kere dinleyip, yeniden hayran kalıp, kapatıyorum. Ama etrafımda kolayca harcanmış aşk hikayeleri duydukça, aklımda hep bu şarkı çalıyor.

7 yorum:

şule dedi ki...

"en hazırlıksız anında karnına yediği bu yumruk ile ayakta durmak çok zor"...okudum.kaldim. evet çok zor ama ikimiz de biliyoruz ki, bu zoru başardığında daha güzel bir hayat olacak onunde :)

Ebru dedi ki...

Galiba hiç hazırlıklı olunamıyor bu durumlara. Hatta iki taraf planlasa bile.
Ama en çok kadın yiyor yumruğu her zaman.
şarkı çok güzel.

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Hıh! Tek bir yumruk ne ki?
Hayat neler hazırlamış bize önceden bilsek, bilebilsek ya da, hiç o ilk yumruk bu kadar midemize oturur muydu?
Canımız sağ olsun da, her hastalık iyileşiyor.

elektra dedi ki...

Başıma bir şey gelmeyecekse, Elvis Costello'yu sevmediğimi söylemek istiyorum:)

Bir de böyle insanlar, erkek ya da kadın fark etmez, varlar. Sadece aşk değil üstelik mevzuu, iş, ortaklık, arkadaşlık... Bir şeyi onunla kurmaya kalkıştığın bir insan, o şeyi senden daha çok sahiplendiğine inandırıp ve sonra pardon deyip gidebiliyor. Kısaca korkak demeliyim ben onlara. çünkü bu korkaklık.ama sonra , böyle acıtıcı bir şekilde terk edilen daha sağlam ayakta kalmayı becerirken, o kaçıp gidenin hayatını uzaktan da olsa izleyebiliyorsa, şunu mutlaka görüyor: giden hep gidiyor, hayatını rayına oturtamıyor.

di mi ama allahaşkına, haksız mıyım_:)

Öykücü dedi ki...

Aşk kolay harcanmaz.Demek ki aşk değilmiş.Bırakıp gidiyorsa, gidebiliyorsa, senden vazgeçebiliyorsa aradığın o değilmiş demektir.Bırakamamalı, sensiz yaşamayı düşünememeli.Aşk budur bence.

Bitmiş hikayelerin ardından hemen toparlanabilme gücü ver Allahım tüm hemcinslerime.Hemen toparlanıp yeniden mutlu olma gücü.

Sevgiler..

müzi dedi ki...

şulecim, aynen dediğin gibi. şu zorluk içinde kazanacağı olgunluk ile hayatı çok daha güzel yaşacak, eminim, çünkü öyle dolu, zeki bir kızdır. ama o şu an bu zorluğun onu getireceği noktayı göremiyor ya, hissettiği tek şey acı. şu ilk aşamayı geçene kadar biraz sürünecek işte, maalesef.

Ebrucum,
ayrılığın kolay olanı yok bence de. ama bazıları göstere göstere gelir hani, görür anlarsın olacak olanları. hiç beklenmediğinde ise o ilk etki çok daha ağır oluyor. hani bir kamyon çarpmışa benzetiyor insanı. geçiyor da, geçene kadar süründürüyor.

ekmekçim,
tabi canımız sağolsun. evet daha neler neler var. ama düşününce, hep o ilk yumruk değil midir en çok sarsan? çünkü daha toysundur, bilmessin geçecek mi, etkisi hep kalacak gibi gelir. ne bileyim, elbette yaşadıkça daha ne yumruklar alıyor insan, ama sanki en çok hep o ilk yumruk sarsar, gibime geliyor.

elektram,
burada elvis costello'yu sevmeyebilirsin, bir seveni değilimdir, ama bu şarkı işte...

senin korkak diye tanımladığın insanlara, ben şuursuz diyorum. ne istediğini bilmeyen, seninle aynı şeyi istediğine seni inandırıp, sonra aklına başka bişi düşen ve onun ardına koyulan insanlar bunlar. kendilerinden bihaber, şuursuz insanlar.
ve de haksız olur musun sen hiç?:)
tamamıyla katılıyorum, bu insanların karakterinde var gitmek, o yüzden hep gidecekler, neyi aradıklarını bilmeden, kendilerinden haberi olmadan hep gidecekler. gitsinler.

müzi dedi ki...

Öykücü, hoşgeldin :)

ben de senin anlattığın şekildeki aşka inanıyorum. gerçek aşksa bir yerlerde kalır, bitmez diyorum. ama görüyorum ki herkesin aşkı yaşayış şekli başka. kimisi için aşk sonsuzken, kimisi için bir yere kadar. "aşktı ama bitti" diyorsa, o zaman aşk değilmiş diyemiyorum, sadece onun aşkı yaşayış şekli buymuş diyorum. herkes başka ve herkesin aşkı başka. sanırım en güzeli, senin gibi sevene denk gelmek, artık sen nasıl seviyorsan...
duana amin diyorum. sevgiler :)