21 Ocak 2009 Çarşamba

umuda yer yok

ilk siyah Amerika Başkanı'nın göreve başlayacağı ve bir çoğumuzun dünya gerçekten de değişiyor diye iyimser laflar ettiği günün hemen öncesinde, THY uçağında bir Amerikalı, uçaktaki Arap yolcuları görünce paniğe kapılıyor ve uçaktan iniyor.

"ayaklarımızı üstüne basıp da döndüğünü bile hissetmediğimiz bu dünyaya hiç yakışmıyoruz" diye yazmıştı bir kitabında Kürşat Başar.

insan var olduğu sürece dünya üzerinde ırkçılık ve düşmanlık bitmez. sadece düşmanın kimliği değişir.

4 yorum:

New York Muhtari dedi ki...

Muzi Rus bir arkadasim benim tavsiyem uzerine THY ile uctu ilk defa ve maalesef o ucaktaydi, bana olayi anlattiginda inanamadim... Bazi insanlarin dar goruslulugu insani cileden cikariyor ve maalesef bu zihniyette olan cok insan var cevremde... insanligindan utaniyor insan, ve bunu yapan NY'lu bir yolcu, NY'ta Amerikali bile bulmak zor iken (dunyanin her ulkesinden insan var ne olsa) boyle seyler duymak... pes dogrusu...

müzi dedi ki...

NY Muhtarı,
gerçek mi bilmiyorum ama bu duruma yakın bir hikaye daha vardır. belki biliyorsundur. yine uçakta yaşlı bir kadın, yanına oturan zenci adamdan rahatsız olmuş ve hostese "ben bir zenciyle yanyana oturamam" deyip yerinin değiştirilmesini istemiş. hostes boş bir yer ayarlamak için gitmiş ve bir kaç dakika sonra geri dönmüş. ve zenci adama, "beyefendi sizi başka bir koltuğa alalım, böyle bir kişinin yanında seyahat etmenizi istemeyiz" demiş.
yani benim şaşırdığım, insanların bir de düşüncelerinden utanmaması. çüş yani, hadi bunu düşündün, peki utanmadan nasıl dillendirdin?

tavsan dedi ki...

anlatcam anlaticam:) sen gelmis benim bloguma oyle bir not birakip beni saskaloz etmissin; ben anlatmaz miyim:)
en kolay gorunuru son yaziya yorum birakmak oldugundan buraya yaziyorum, ama yaziya haksizlik olmasin diye bu konudan baslayayim. hani demissin ya yukaridaki yorumunda; utanmiyorlar dusuncelerinden diye: en fenasi o zaten; dogma denilen sey o; insanin dusuncesini ya da inandigini iddia ettigi seyi/ideolojiyi sorgulamamasi. utanmak soyle dursun, gayet hakli oldugunu dusunuyordur o yasli kadin. inanip rahatliyor; kendini bu dusuncenin ellerine teslim ederek. hele bu irkcilikta kendini ustun gorme de yok mu; degme keyfine herhalde. bu insanlar zencileri kole olarak kullandilar yuzyillarca; aldilar sattilar. bu insanlardi hitler'in kurmaylari, doktorlari. birkac gundur zeitgeist izliyoruz; simdi anliyorum biraz da neden "hepimiz biriz" lafini bu kadar vurguladiklarini; bu batililar icin oldukca yeni bir anlayis -gerci Spinoza'da var mesela (belki antik Yunan'da bile vardir). hele simdi teror bu kadar one cikarilan korku araci olarak kullanilan bir olguyken iyice fena durum.

gelelim asil meseleme; hizli da olsa arsivinin hepsinde gezindim. baktim sen de 30 yasina gelmissin, sevdigin adamlasin, Norvec'te yani Avrupa'da yasiyorsun bir suredi, Ingiltere'de yasamissin, doktora yapiyorsun, hem de sosyoloji alaninda -bugunlerde ben de dusunuyorum sosyolojide doktora mi yapsam diye. bu kadar bir benzerlik, hos geldi. zaten yazdiklarimizdan, az biraz da yazim tarzimizdan belli.
uzattim ama kusuruma bakmaman ve yazdiklarimin hicbirini ukalalik olarak algilaman dilegiyle -bir kusurum varsa, saskinligima ver (diyip yirtayim di mi-melek bir insanim ya ben:)

müzi dedi ki...

hoşgeldin tavşan,
keşke uzatsan, çünkü okuması çok zevkli. hem ukalalık ne demek, güzel yorumun için teşekkür ederim.
seni okurken ben de farketmiştim aramızdaki ortak deneyimleri. biraz da bu yüzden sanırım yazdıkların yakın gelmişti, bir çırpıda pek çoğunu okumuştum.
uzun lafın kısası, tanıştığımıza çok memnun oldum -))