19 Ekim 2007 Cuma

187. safya



Sevgili Yasemin ve Fulya'dan geldi bu sobeler. okudugum kitabin 187. sayfasi...

su an okudugum kitabi keyif icin degil de ders kitabi olarak okuyorum. Norman Fairclough'un Discourse and Social Change (Diskur ve Sosyal Degisim) adli kitabi. Benim bu kitabi okuma nedenim, Fairclough'un diskur analizi hakkinda bilgi edinmek.

diskur analizi, yazili ya da sozlu olarak dil kullaniminin incelenmesi demek. neden onemli? cunku sosyal gercekliklerin dilde, yani diskurda yaratildigi soyleniyor. toplumsal esitsizlikler ve farkliliklar diskur icinde sekil aliyor. tabi bu karsilikli bir iliski. daha sonra diskur da toplum tarafindan yeniden sekillendiriliyor.

Fairclough'un kitapta ki ana amaci, diskur icindeki degisimlerin toplum icindeki sosyal ve kulturel degisimleri ne derece yansittigini incelemek.

goruldugu gibi pek de ic acici bir kitap degil. o yuzden ben bu kitabin 187. sayfasi ile degil de, son okudugum kitabin 187. sayfasi ile ilgilenmeyi seciyorum, su andan itibaren.

son okudugum kitap: Harry Potter and the Deathly Hallows.

ve bu kitap ile 7 kitaplik muthis bir seruven sona ermis oluyor. nasil da onyargiliydim halbuki onceleri. okumak aklimdan bile gecmiyordu. bir kere herseyden once cocuklar icindi. ama o donem ingiltere'deydim, ve ingiltere, bu kitabin dogdugu yer olarak, baska hic bir ulkenin kapilmadigi bir Harry Potter (HP) cilginligina kapilmisti. Her HP kitabi oncesi, Waterstones (ulkenin onde gelen kitapcisi) onunde uzuuuun kuyruklar olusur, ana haber bultenleri bu cilginlardan bahsederdi. nereden bilebilirdim ki, benim de onlardan biri haline gelecegim.

serinin son kitabi Deathly Hallows, seri icinde favorilerimden olmamasina ragmen, pek cok acidan onem tasiyor. Bir kere tum sirlarin ortaya ciktigi kitap. artik kafamizda bir soru isareti yok. ve en onemlisi, bu kitap bir maceranin sonu.

607 sayfalik kitabi bitirdigimde, kitabin kapagini kapatirken kendimi cok duygusal hissediyordum. sanki arkadaslarimla vedalasmis, onlari uzaklara yolluyordum. bundan sonra bir daha gorusmeyecegimizi, Hogwarts'in yatakhanelerinde sohbet etmeyecegimizi, gece oldu mu gizli gizli Hagrid'e gidemeyecegimizi bilmek ic burkucuydu. daha da kotusu, en sevdigim karakterlerden bir kacini Hogwarts savasinda kaybetmistim. bunu okurken zorunlu olarak ara vermistim kitaba, gozlerimden yaslar dokuluyordu.

187. sayfa...

kitabin baslari sayilir (607 sayfalik oldugunu yazmistim). o yuzden pek bir hareket yok bu sayfada. sayfayi yazmaktansa, nelerden bahsettigini yazacagim.

187. sayfada Harry, Ron ve Hermione Sirius'un evinde saklanmaktalar. Evin elf'i Kreacher artik sahibi Harry ile iliskisini duzeltmis durumda ve cok mutlu. Harry ve Ron bir yandan Kreacher'in onlar icin yaptigi Fransiz tarifli sogan corbasini iciyor (corba cok guzel olmus), bir yandan da konusuyorlar. Evden disari cikamiyorlar cunku ev Death Eaterlar (olu yiyiciler) tarafindan gozetim altinda tutuluyor.

Bu arada bugun okulun ilk gunu ama onlar bu sene okula gidemeyecekler, cunku yerine getirmeleri gereken onemli bir gorevleri var. yine de kendilerini garip (huzunlu) hissediyorlar. Hogwarts Express 6 saat once kalkti ve trenin icinde olmamak onlarda bir eksiklik duygusu yaratiyor. Harry su an trendeki Ginny, Luna ve Neville'i ve neler konusuyor olabileceklerini dusunuyor. derken mutfaga, elinde bir resim cercevesi ile Hermione giriyor.

6 yorum:

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Sevgili Müzi, olmadı. :))

Olmuş olmuş, olmaz mı, şaka yapıyorum.
Biz bu kitap ebe-sobesinde geçen ay sıramızı savmıştık.

Sobenin gereklerinden biri de, ebeliğini savarken başkalarını veya en azından başkasını sobelemek.
Birisi beni sobelese de eteğimdeki taşları döksem diye heyecanla bekleyinleri düşünmek.:)

Sevgiler.

müzi dedi ki...

haklisin ekmekcikiz, unutmusum.

o halde, Fatma'yi (Ingiltere'den Mektuplar) sobeliyorum ben de...

MorKoyun dedi ki...

Ben geldim Muzi:) Memnun oldum tanistigima ayrica Harry'nin sizin orlarin kapagindaki resmi daha bir Avrupai, uzun suratli HughGrantimsi sanki:)
Gorusmek uzre...

müzi dedi ki...

hosgeldin morkoyun :)
ben de kitabi aldigimda Harry'nin yuz hatlarinin degistigini dusunmustum, e koca delikanli oldu ne de olsa. senin yorumundan sonra bir daha baktim da, Hugh Grant'e benzemis gercekten. benim icin bir sakincasi yok. Hugh'u da severim ben :)

B5 dedi ki...

Iyi ki bana ugramissin bugun, linkini yeni bloga eklememisim.
Discourse Turkce'de Diskür mü gercekten? Kulagima cok tuhaf geldi :).. Yillarca Discorso(it.)veya discours(fr)dan dedikten sonra ozellikle. Turkiye'de hic duymadim.

HP'lardan birini dun stage6 de izledik. Senin yazdigin kadari ile tatli tatli okunacak bir kitap. Baslarsam ben de kaptirabilirim. :)

müzi dedi ki...

B5, HP'ye baslarsan kesinlikle kaptirirsin. ama filmleri baz almamak gerek. ben su gune kadar hic bir filmi begenmedim cunku. kitaplari bambaska.

discourse Turkce'de diskur olarak geciyor ama soylem de geciyor. hangisi daha agirlikli olarak kullaniliyor bilmiyorum. aslinda ben de bu kavramlarin Turkce'de kullanimina pek hakim degilim cunku faydalandigim kaynaklar hep ingilizce. bu eksik bir yanim iste.