26 Temmuz 2007 Perşembe

yaz aksamlari..

istanbul'dan ayrilmaya 5 gun kaldi. durum her zamanki gibi. ne zaman bu sehirden gidecek olsam sehir gozume daha bir guzel gozukuyor.

aksamlari sahile inip deniz kenarinda cay iciyoruz. yaz aksamlarinin o rahatligi vardir ya hani... pufur pufurlugu.

elinde dondurmasi sahilde yuruyenler ya da cay bahcesinde cay icenler. sanki gunduzleri bu kadar rahat degiliz. sanki karanlik olunca daha az gorunur oluyor ve rahatliyoruz.

gec saatlere kadar caddelerin insanlarla dolu olmasini cok seviyorum. ben iceri girsem bile orada hala insanlarin oldugunu bilmek cok guzel. oyle olunca daha rahat uyuyabiliyorum. sanki daha bir guvenliymis gibi...

19 Temmuz 2007 Perşembe

Nasildir ki Norvec?

Iskandinav ulkelerine hep uzak tuttum kendimi. Ingiltere bile soguktu baslangicta. Hatta Iskocya'yi bile disladim soguk oldugu icin. Edinburgh benim kuzey sinirimdi. Ondan kuzeyi benim icin soguk ve yasanilacak yerler degildi. Highlands ise ne kadar guzel olursa olsun, gider 2 gun kalir donersin. Yasanmaz oralarda, donarsin.

Turistik olarak gezilecek yerler asil kita Avrupasi'ndaydi benim icin (Ingilizler kita Avrupa'si derler Avrupa'ya. Cunku onlara gore kendileri Avrupa'dir, digerleri ise kita Avrupasi). Benim kita Avrupasi'ndan kastim ise Orta ve Dogu Avrupa. Iskandinavlar dahil degiller yani benim bu kisitli Avrupa anlayisima.

Degiller cunku soguk yerler oralar, sevmem ben soguk yerleri, gidemem oraya. Yasadigin yer gunesli olacak, sicak olacak, Akdeniz olacak. Dedim ya, Ingiltere de soguktu baslangicta ama neyse ki iklimler degisiyordu da (neyse ki mi?!?) 30 dereceleri gormek olagan olmustu orada bile. Hatta Lancaster'da 36 dereceyi bile gordum ben, elimde kanitim da var (hava sicakligini gosteren dijital saatin Lancaster'daki odamda cekilmis fotografi).

Ama derler ya, ne zaman buyuk konussan basina gelir diye. Iskandinav ulkelerinden birine gitmekle kalmaz, hem de en kuzey yerlesim birimine gitmek zorunda kalirsin.

Norvec Trondheim'dan bahsediyorum.

Yol gozuktu bize. Kutba gidiyoruz.

Bu kadar soyleniyorum ama gorundugum kadar negatif degilim. Biliyorum ki insan icinde bulundugu her duruma alisiyor. Biliyorum ki uyum saglayacagiz ve hatta (insallah) sevecegiz oralari. Onemli olan nerede oldugun degil, nerede kiminle oldugun. Ogrendim ben bunu. O yuzden de bekliyoruz heyecanla, Norvec ile tanisacagimiz Agustos ayini. Hem belki Agustos olmasi da iyidir, yumusak bir gecis yapmis oluruz kutup soguklarina.

18 Temmuz 2007 Çarşamba

dondum...



donmadim, dondum. o ve u'nun noktalari var.

40 gundur sadece denizin ve ormanin oldugu bir yerdeydim. birde ayciceklerinin... belki de siz onlara gunebakan diyorsunuzdur.

fotograftaki goruntu de 40 gun boyunca odamdan seyrettigim manzara.

40 gun boyunca hayatimdan pek cok sey eksikti. kargasa, karmasa, gurultu, telas, sikinti, stres, kosusturmaca, kizginlik vs.

unutmusum boylesine dingin olmayi. dingin. bunu anlatan en iyi kelime bu.

istanbul'a dondugumde geride biraktigim tum olumsuzluklarin eski yerlerinde durmakta olduklarini gordum.

ama ilgilenmedim. yok dedim, hemen kalkanlari indirmek yok. dingin geldim, bir kac gun daha dingin devam edecegim. ta ki bu sehir beni cileden cikartmayi basarana kadar.

hem oyle gorunuyor ki cok da vakti kalmadi. yoksa agostos'ta norvec'e mi gidiyorum?!